Ölüm bir çok filozofun da ifade ettiği gibi dinlerin varoluş nedenleri ve beslenme kaynakları arasındadır. Ölüm ve yok olma fikri var olduğu sürece, ölümsüzlükten kurtulmayı vaat eden dinlerde varlığını koruyacaktır.
Karacaahmet Mezarlığı'nın girişindeki "Her canlı ölümü Tadacaktır" yazısı, bize bu dünyanın geçici olduğunu ve eninde sonunda öleceğimizi belirterek bizi dine davet eden bir motto gibidir.
Ölüm bir çok inanç ve kültür için farklı anlamları olan bir durumdur. Tek tanrılı dinlerin inancına göre ölüm, ölümsüzlüğün yani sonsuzluğun başlangıcıdır. Doğu dinlerinde ise ruhun ölmezliği ve sonsuz döngü inancı vardır. Ruhlar geçmiş yaşamdaki yaşantına göre farklı bedenlerde reenkarne olabilir. Bu anlamda ölümde farklı inanç ve kültürlere göre farklı olarak karşılanır. Balkanlarda düğün ve cenaze orkestrası beraberdir ve cenazede eğlence de yapılır. Filipinler'de kabirlerde yaşayan bir çok yoksul aileler var. Ölüm onlar için sıradan bir durum haline gelmiş durumda.
Ölümün dinlerle olan yakın ilişkisi, mezarlıkların da inançlarla olan ilişkisini akla getirir. Bu anlamda mezarlıklar da bu tarz inançların sergilenme ve yeniden üretilme araçlarından birisi haline gelir. Bi rçok insan dini ritüellere ve kuralla göre gömülmek ister.
Peki dünya dünya üzerinde yaşayan ateist, deist, agnostik gibi tamamen tanrı ve din inancıan sahip olmayan yada, sadece bir yaratıcıya inanana insanlar öldüğü zaman nasıl gömülecek* Bu cevaplanması ve çözülmesi gereken sorunlardan birisidir.
